Zaman, sürekli akan, değeri ve akış hızı bireyden bireye değişebilen, ayrıca
bireyin içinde bulunduğu duruma göre farklı algılanabilen bir kaynaktır.
Satılmaz, başkasından alınamaz ve verilemez, ayrım gözetilmeden her bireye
eşit olarak verilmiş, değerli bir armağan.
Değerli diyorum; ancak zamanı değerli ya da değersiz kılan bireyin kendisi.
Zamanın değeri; bireyin yaşama yüklediği anlam, bakış açısı, zamanı nasıl
algıladığı, nasıl yorumladığı ve nasıl değerlendirdiği ile ilgilidir. Bu da kişiden
kişiye ve çok çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor.
Hani, söylenir ya;
1 yılın değerini sınıfta kalan öğrenciye
1 ayın değerini prematüre bebek doğuran anneye
1 haftanın değerini haftalık derginin editörüne
1 dakikanın değerini treni henüz kaçırmış yolcuya
1 saniyenin değerini kazayı kılpayı atlatmış birine
1 salisenin değerini olimpiyatlarda gümüş madalya kazanana
sorun” diye.
Zamanın değeri de değişik koşullarda farklı algılanabiliyor.
Zamanı yönetmek mi? Zamana Liderlik mi?
Zamanın başlangıcı ve sonu bizim elimizde olsaydı, belki yönetebilirdik.
Ancak bu kimsenin elinde değil. Zamana “Dur!” deme şansımız var mı?
Peki ya kendimize?
Herkesin bir günde 24 saati var. Bu nedenle ancak yaşamı zamana
göre proğramlayarak zamana liderlik edebiliriz.
Bunların farkında mıyız?
Zaman hırsızlarımız neler ?
Sizin zamanınız nasıl geçiyor?
Haberli misiniz? Habersiz mi?
Zamanınız akıp gidiyor mu?
Zamanınızı değerlendiriyor musunuz ?
Yoksa, harcıyor musunuz?
Zamanınızın lideri olmaya niyetliyseniz;
Kendinize zaman ayırın!
ZAMANA LİDERLİK Atölye Çalışması için
Bizimle iletişime geçin!
