Sen – Ben – Biz Bilinci

Sen – Ben – Biz Bilinci

Bilinç oluşumu bireysel gelişimin bir sonucudur. Yeni doğan çocuğun bilinci henüz devrede değildir,
ancak yaşamını sürdürür.
Bilinç, kişilik gelişimiyle ilgili olup, birçok etmeni içinde barındıran geniş bir yelpazeye sahiptir.
İnsan beyni ve işlevleriyle ilgili son yıllarda artan çalışmalar sonuçlandıkça, bizim de bu konularda
farkındalığımız artmaktadır.
Kişiliği oluşturan; Bilinç + Benlik + Karakter özelliklerinin karışımı olup, bunların birbiri ve çevre
faktörlerinin
 etkisiyle olumlu ya da olumsuz etkileşimlerinin toplamıdır.

Benlik, geniş bir kavramdır.
Benlik algısı; bireyin kim olduğu, özellikleri, yetileri, davranışları ve isteklerinin birleşimi olarak,
kendini algılama şeklidir.

Carl Rogers’a göre; benlik bilinci bireyin kendisi ile ilgili algı ve düşüncelerini içermektedir.

Çocukluğundan itibaren çevresinde olan her insan ve olayla ilgili kayıtlar, bireyin benliğiyle ilgili
kayıtlar olarak bilinçaltında yer almaktadır.
Bazen bir söz, bazen bir bakış ya da hissettirilen bir duygu bu benlik değerini artıracak bir tuğla
ekleyebildiği gibi, örülü bir duvarı yok edecek etkiye de sahip olabilir. Bireyin yaşamı süresince
oluşan bu kayıtları algılaması benlik algısını oluştururken, öz değerlendirmesi de benlik değerini
ortaya çıkarır. Ki bu benlik değeri yaşamımızdaki en önemli değerimizdir.
Kişiliğimizin, karakterimizin farkını ortaya koyan etkisini yaşamımızın her kademesinde hissettirir.
Karar alırken, hedef belirlerken, öğrenirken, akademik ve sosyal yaşamda başarıyı kovalarken,
mutluluğu ya da huzuru ararken hep o vardır zihnimizde ve de iletişimde olan her hücremizde.

Bizi hedefimize hızla yaklaştırabildiği gibi, erişilmez uzaklara da gönderebilir…

İnsan,  BEDEN-ZİHİN-DUYGUSAL yönden bütün, aynı zamanda SOSYAL bir varlıktır.
Benlik algısı ve değeri, ÖZ’üyle iletişiminde olduğu kadar diğer insan ilişkilerinde de büyük önem
taşır.
Benlik algısı gelişmiş, benlik değeri yüksek bir “BEN” kendinin farkındadır.

Bunun için kendini objektif değerlendirebilir ve olanı olduğu gibi kabul etme becerisini gösterir.
Kendi ÖZNEL yapısının bilincinde olan birey “SEN”in de ÖZNEL yapısını ve farklılıklarını daha kolay
kabul edecektir.

BEN’in farkında olmalı, SEN’i ve diğer SEN’leri anlayabilmek için. Ve de gayet ince terazide tartmalı
söz ve davranışları.
Ne BEN’i alçaltmalı, ne de SEN’i, ya da tam tersi, ne BEN’i göklere çıkarmalı, ne de SEN’i…

BEN ve SEN’in arasında gözle görülmeyen bir sınır olduğunu bilmeli, kişiye göre değişen yakınlık
veya kalınlıkta.Bunu da belirleyen yine BEN ve SEN’in bilincimizdeki yeridir.

Beceri; BEN ve SEN´i doğru zamanda, doğru yere koyabilmek, kararlarımızda bu yeri dikkate almaktır.

Bireysel gelişim, benlik değerini yükseltmek isteyenler için yaşam boyu sürer.

Bireyler gerek aile, gerekse iş ortamında aidiyet duygusunu geliştirmek için “BİZ” bilincini devreye
sokmak durumundadır.
Olay ve durumları doğru zamanda ve yerde ben, sen ve biz penceresinden bakarak değerlendirmeleriyle
sağlıklı bir sonuca ulaşabilirler. Aksi halde anlaşmazlıklar ve kargaşa kaçınılmaz olacaktır.
BEN – SEN – BİZ BİLİNCİNİ geliştirdiğimiz;  daha sağlıklı, mutlu başarılı yaşamlar …

DrMK

 

 

Bu yazıyı paylaş

Profesyonel Destek İçin

Bize Ulaşın

Online Seans Talebi