Kendini Tanı

Kendini Tanı

KENDİNİ TANI; bir keşif yolculuğudur!

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır?

dizelerini yazan  Yunus Emre ve  asırlar önce Delfi tapınağının girişinde yazılı olan Socrat´ın “insan kendini tanı”
sözleri, insanın kendini bilmesinin önemini ve bunun çok eski çağlardan beri farkındalığını vurgulamaktadır.

İnsanı keşfetmek;  beden, zihin, davranışlar, duygu ve düşüncelerini araştırmak için birçok bilim dalı ayrı ya da
ortak çalışmalar yapmaktadırlar. Sağlık, eğitim, hukuk, davranış, psikoloji, felsefe, edebiyat, müzik, spor vb. bilimler…

Gerçekten de her insanın asıl görevi evren, yaşam, insanlar ve diğer canlılar arasında “kendi” olarak varolan özelliklerini fark etmesidir.

Kendini tanımak; beden, zihin, duygusal ve sosyal anlamda yaşam misyonu doğrultusunda, her bir özelliğinin keşfiyle yaşanılan bireysel farkındalıktır.

Parçayı keşfetmektir, bütünü anlamak adına…

Damla ve yağmuru, su zerreciği ve okyanusu, yaprağı ve ağacı birlikte algılamak, yaşadığını, nefes aldığını, düşünce, duygu ve davranışlarını kendince yorumlamaktır.

Enginliklerindeki gizemli hazineye kulaç atmak gibi heyecan veren, bazı anlarda ürperten, keyifli bir süreçtir bu.

Kendini tanımak;  her bir müzik aletinin farklı tınısının farkındalığıyla, bütünün oluşturduğu çok sesli müzik,
“eşsiz bir senfoni” gibidir.

Kendi gerçekliğinle yüzleşebilmektir. Birtakım mazeret ya da suçlamalardan arınabilmektir.

Kendini tanımak  bir ihtiyaçtır. Neden mi? Çünkü şimdi ve şu anda elimizde ne olduğunu bilmeden kendimizle ilgili
gelecek hayallerimize nasıl ulaşabiliriz?

Yaşam alanlarımızla ilgili hedefleri gerçekleştirebilmemizin birinci koşulu bireysel farkındalığımızdır.
Bu da  ancak merak ve istekle gelişir.

Kendimizi görmek için aynaya bakarız. Bize, nasıl göründüğümüzü gösterir aynalar.

İnsanlarla aynalar bir açıdan benzerlik gösterirler. Nasıl mı? Önde (bilinç) parlak, aydınlık, görünen yüzleri, arkada (bilinçaltı) ise bilinmeyen, karanlık “sır”ları…

Aynaya bakınca görür insan yüzünü, kaşını, gözünü, boyunu, posunu…
Zihninin karanlıklarında  gizlenen, varoluşunda saklanan “sırlarına” ulaştıkça ise anlar huyunu, suyunu…

Edith Wharton’un  belirttiği gibi: “Işığı yaymanın iki yolu vardır, ya ışık olursunuz, ya da onu yansıtan ayna…”

“İnsan insanın aynasıdır” diye bir atasözümüz de bunu vurgulamaktadır.

Önemli olan “ ışığını farkedebilmek”  ve bunun için “doğru ayna”yı bulabilmektir.

Gerçekliğini, güçlü yanlarını, gelişmesi gereken yanlarını objektif bakış açısıyla görmek ve ulaşmak istediği
yaşam hedeflerine  güvenle yol almak isteyenler:

Kendinizi tanıma yolculuğunuzda, “doğru ayna” lar  ile yolunuz açık olsun!…

Bu yazıyı paylaş

Profesyonel Destek İçin

Bize Ulaşın

Online Seans Talebi