Kadın – Erkek Bilinci

Kadın – Erkek Bilinci

İnsan yaşamı kadın ve erkeğin birlikteliği ile varolur ve devam  eder.
Kadın ve erkek, yaşamın her alanında, farklı kimliklerle, yan – yana yer alırlar.

Ne birbirlerine rakiptir, ne de alternatif; yalnızca varoluşlarındaki doğallığı yaşarlar.

Anne-baba,  büyükanne-dede,  karı-koca, çocuk- kardeş, arkadaş, öğretmen, doktor, diş hekimi, eczacı, hemşire ya da kendimiz olarak…

Nereye gitsek, kadın ve erkeği görürüz.

Kadın ve erkeklerle ilgili bilincimiz nasıl ve ne zaman oluştu?
Önce bilinçsizce, anne karnında başlar zihinsel kayıtlarımız.

İster kız, ister erkek olsun tüm çocukların ilk bilgileri öncelikle annenin algılarıyla eşdeğer oluşur. Doğumdan sonra ise yaşadığı çevre koşulları (aile, eğitim-öğrenim, arkadaş,  gelenek ve görenekler) tarafından etkilenerek gelişir.

“Bir çocuğun yetişmesi bütün bir köye malolur” diyen Kızılderili atasözü bunu çok güzel açıklamaktadır.

Annenin kadınlarla ya da erkeklerle ilgili duygu ve düşünceleri, inançları tomurcuk şeklinde belirir çocuğun zihninde, sonra gelen her bilgiyle bu tomurcuk çiçek olur, her bireyde farklı farklı…
Kimisinde gül, lale, karanfil olur etrafına güzellik veren,

Bazılarında da kaktüs ya da deve dikeni olur, dokunduğu yeri acıtan…

Davranışlar, tekrarlanarak alışkanlık olur.

Birbirini seven ve birbirine saygılı ebeveynlerin yetiştirdiği çocukların kadın – erkek davranışları bu yönde gelişirken; babası annesini döven kız çocuk mesajı “sevdiğinden dayak yiyebilirsin” diye zihnine alırken, erkek çocuk da “hem severim, hem döverim” i kabullenir doğallıkla.
Çocuklar yaşadıklarından öğrenir!

Gören ve yaşayan çocuk, erişkin olduğunda çocukluğunda öğrendiği davranışı doğal olarak modeller.

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği “düşünebilme yetisi”dir. Düşünelim biraz…

Kadın olmak, erkek olmak, insan olmak…

Sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü, kısaca sağduyulu…

Düşünerek, ne yaptığını, neden yaptığını bilerek, farkındalıkla seçim yapmak bilinçli insanın özelliğidir.

Çocukların bilinçli bir birey olarak yetişmesi, öncelikle yaşadığı ailenin sorumluluğudur. Daha sonra okul, eğitim, akrabalar, komşular, arkadaşlar, yerel yönetim ve yaşanılan ülkenin yasa ve yöneticileri de bu sorumluluğu paylaşırlar.
Görsel, yazılı ve sosyal medyada yer alan diziler, paylaşımlar, reklamlar, gazete haberlerinin de çocuklar üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçekliktir.

Mustafa Kemal Atatürk ‘ün dediği gibi;

“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”

Öncelikle anne – babaların  “Bilinçli olması” çok önemlidir.

Büyük emek vererek yarınlara hazırladıkları çocuklarının KADIN-ERKEK BİLİNCİ oluşmasındaki sorumluluğunu sağduyulu olarak yerine getirmelidir.

Dünya Kadınlar Günü, tüm insanların “ERDEMLİ İNSAN” olma konusunda farkındalığının arttığı bir gün olarak hepimize kutlu olsun!

https://www.mygazete.com/yazilar/kadin–erkek-bilinci 

Profesyonel Destek İçin

Bize Ulaşın

Online Seans Talebi