VÜCUDUMUZ ELEKTRİK ÜRETİYOR!
İlginç!… değil mi?
Bunu aslında hepimiz biliyoruz. En çok evlilik proğramlarında karşı cinsten biri için “elektrik aldım” ya da ”elektrik alamadım” diye dile getirildiğini duyuyoruz.
Demek ki, herkesin ürettiği bir elektrik akımı var ve her insan kendi ürettiği elektriğin ışığını yayıyor.
Beynimizde oluşan düşünceler (gerek kendimiz, gerekse başkaları, hayvanlar, bitkiler, evrendeki her şeyle ilgili olabilir.) bu elektriki akım sayesinde vücudun diğer bölümlerine iletilirler. Bunu gerçekleştiren sinir sistemimizdir.
Düşünceler olumlu olduğunda, bireyin duyguları da olumlu etkilenmekte (sevgi, saygı, hoşgörü, mutluluk, huzur, bolluk, neşe vb) oluşan sinerji ile akımın şiddeti arttığından; aydınlıkla simgelenmekte, bu da bireyin yüzüne ve aurasına ışık olarak yansımaktadır.
“İçinin aydınlığı yüzüne vurmuş” deyiminde olduğu gibi…
Oysa olumsuz düşünceler (kin, öfke, kıskançlık,nefret, kibir vb) hücrelerarası elektriki akımda kesintilere neden olduğundan; zihnimizde karanlık simgesiyle özdeşleşir ki , bu da dışarıdan fark edilebilen bir soğukluk, olumsuz enerji , ya da elektrik alamama halinde yansır.
Peki, bu vücudumuzda oluşan elektrik akımı gösterilebilir mi?
Elbette!
Beynimizde oluşanı EEG (Elektroensefalografi),
Kalbimizdeki akımı EKG (Elektrokardiyografi),
Kaslarımızdakini ise EMG (Elektromyografi) ile kağıda dökmek mümkün. Oluşan elektriksel akımı değerlendirerek bu organların fonksiyonlarıyla ilgili bilgilere ulaşıyoruz.
Vücudumuzun sağlıklı olması, düşünceler, duygular ve davranışlarımız arasındaki elektriksel akımın kalitesi ile doğrudan ilişkilidir.
Olumlu elektriğiniz bol olsun, sağlıklı ve mutlu kalın!…