LYS sonuçları belli olduğunda sıra seçim yapmaya gelir.
Bu seçim, çok bilinmeyenli bir denklem gibidir…
Neye göre seçim yapacaksınız?
Aldığınız puana göre mi, okumak istediğiniz şehir ve
üniversiteye göre mi, yoksa istediğiniz bölüme göre mi?
Kişilik özellikleriniz ve yeteneklerinize göre mi,yoksa
içinizden gelen ve sizi çeken ilgi alanınıza göre mi?
Daha önce, pek de farkında olmadan seçtiğiniz MF, TM, TS,
Dil gibi bölümlere göre mi seçeceksiniz?
Eşit Ağırlıklı da olabilir mi?
Öğretmenlerinizin, annenizin, babanızın, abla ya da kardeşin,
dede ya da büyükannelerin dediğine göre mi?
Yoksa, iç sesinizin söylediğine göre mi?
Devlet Üniversitesi mi? Özel Üniversite mi?
Tüm bu sorular ve bilinmeyenlerin, mevcut gerçekliğe göre tek
tek bilinir hale getirilerek, dikkatlice adım atılması gereken bir
başlangıçtır, üniversite sınav sonucunu doğru değerlendirmek
ve bireye özel “DOĞRU TERCİH” yapmak…
Öyle ki, yalnızca bir bölüm seçmek değildir bu! Yaşam biçimini,
çalışılacak iş kolunu, yaşayacağın şehri ya da şehirleri, kariyerini,
iş çevreni, hatta evleneceğin ve yuva kuracağın eşini bile
etkileyecek bir seçimden söz ediyoruz.
Öncelikle, böyle bir seçim; farkındalıkla ve bütün yönleriyle
ele alınarak ve sorumluluğu kabullenerek yapılmalı ki, sonradan
pişmanlıklar ve suçlamalar olmasın.
Bunun için; özellikle Anne-baba ile sınava giren gencin etkili
iletişim içinde olması gerekmektedir.
Hedefin “Doğru Tercih” olması konusunda fikir birliği
oluşturulması ve bunu gerçekleştirme adımlarının “objektif “
bakış açısıyla ele alınması çok önemlidir.
“ Doğru Tercih “ Nelere ve kime göre?
Gencin zeka modelleri, yetenekleri, güçlü yanları, ilgileri, istediği
bölüm, gelecekte kendini görmek istediği iş kolu dikkate alınarak
seçilecek puan yüzdelik dilimi ve sıralaması (ki, burada rehber
öğretmenlerden destek alınabilir) öncelik verilmesi gereken
konudur.
Kısaca, önce gencin yapısına uygun ve istediği mesleğin
bölümü, sonra okuyacağı Üniversite ve Şehir belirlenmelidir.
Oysa gençlerin çoğu, önce yaşamak istediği şehir ve üniversiteye
takılarak, seçebileceği daha geniş bir yelpazeden kendini yoksun
bırakmakta, öyle ki bazen bu yüzden farklı bir mesleğe de
yönelebilmektedir. Bu da bir TERCİHtir.
Ailenin ekonomik koşulları ve bunun gence doğru aktarımı
da anne- babanın sorumluluğudur. Üniversite ve şehir
seçiminde bu durum göz önüne alınmalı, sürdürülebilir bir
destek birlikte planlanmalıdır.
Başarı bir takım işidir. Aile bu takımın bel kemiğini teşkil eder.
Öğretmenler, bilgiyi öğretmeye rehberlik ederler. Bilgiyi alan,
yorumlayan ve deneyimleyen gencin kendisidir.
Tercihiyle belirleyeceği de “gelecek yaşamı”!
Bu seçim öncesinde bir yaşam koçundan destek almak
“doğru tercih”i bulma fırsatı verecektir.
“Doğru tercih” lerle daha mutlu yaşamlar dileğiyle…